İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Konuşmasında Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta yaptığı “Maalesef ülkemizde bazı kesimlerde bir şükürsüzlük, tatminsizlik, karamsarlık hali aldı başını gidiyor” konuşmasına yanıt verdi.
ERDOĞAN’A ‘ŞÜKÜRSÜZLÜK’ YANITI
*Neymiş? Bir şükürsüzlük, bir tatminsizlik, bir karamsarlık, almış başını gidiyormuş…
*Yani, milletimizin aslında her şeyi varmış, ama şükretmeyi bilmiyormuş. Yani, Bay Kriz ve avanesi her zamanki gibi ak kaşık, suçlu yine milletimizmiş… Vay be… Terörist demişti. Nankör demişti. Millete ettiği hakaretler repertuarına, şimdi de “şükürsüzü” ekledi.
* Milletiyle bağını tamamen koparmış şu zihniyete bir bakar mısınız? Yazıklar olsun. Buradan, Sayın Erdoğan’a sesleniyorum: Önce “sabır” dedin, baktın taş çatladı; şimdi de şükre mi sığınıyorsun?
*Önce milleti kutuplaştırdın, baktın o da tutmadı; şimdi de, Allah ile kul arasına mı girmeye çalışıyorsun? Günahtır, günah! Sen hiç merak etme;
*Bizim milletimiz, her şartta ve her koşulda, şükretmesini gayet iyi bilir. Saray hayatı seni bozduğu için, belli ki unutmuşsun ama; Anadolu’muzda; “nasılsın?” sorusunun cevabı bile; “Şükür” ile başlar.
*O yüzden bayat tavsiyelerini kendine sakla. Ama, “Yook ben illa akıl vermek istiyorum. Şükürsüzlere şükrü öğretmek istiyorum.” diyorsan da; Hay hay…O zaman, mesela git; Doymak bilmeyen yandaşlarına, şükretmeyi öğret!
*Mesela git;5-10 maaş alan danışmanlarına şükretmeyi öğret! Mesela git;15 maaş alan genel müdürlerine şükretmeyi öğret!
*Mesela git; İhale arsızı müteahhitlerine şükretmeyi öğret! Mesela git; ATM memurlarına, pudra şekeri sevdalılarına şükretmeyi öğret!
*20 yılda ülkeyi getirdiğin vahim hale bak. 20 yılda kendini düşürdüğün acınası duruma bak. Bizzat kendisinin sebep olduğu yokluğa, milletinden şükür bekleyen bir Cumhurbaşkanı…
*Gerçekten ibretlik. Elinden alınanlara şükredilmez Sayın Erdoğan! İnsan, sahip oldukları için şükreder. Ama merak etme, az kaldı. Memleketin heba ettiğin kaynaklarını;
*Milletimizin cebinden aldığın paraları; Gençlerimizin çaldığın hayatlarını, biz geri vereceğiz!İşte o zaman milletimizle; El ele, kol kola, hep beraber, her zaman olduğu gibi yine şükredeceğiz!
*Ama senin derdin, milletimizin şükretmesi değil. Sen aslında milletimizin, “razı” olmasını istiyorsun.
“KENDİNE GEL SAYIN ERDOĞAN”
* Bunun için de, her zamanki gibi, beceriksizliğine kılıf arıyorsun. Bunu da, yüce dinimiz üzerinden yapabileceğini sanıyorsun.
*Dün nasıl, Nass’ı kullandıysan, Bugün de, “şükrü” siyasi menfaatin için kullanıyorsun. Kendine gel Sayın Erdoğan!
*Allah’ın kelamıyla siyaset yapılmaz. Yüce dinimiz ne buyuruyor? “Kutsal değerleri kullanarak çıkar sağlayanların, bu sayede yiyip içtikleri şeyler, gerçekte cehennem ateşidir.
*Milletimiz elbette şükretmeyi çok iyi bilir. Hayrın ve şerrin, Allah’tan olduğuna imanımız tamdır. Ama sen, Allah’ın emirlerini bile, şahsi menfaatlerine kalkan yapmaya kalkıyorsun.
Sen şükürden bahsediyorsun, ilk Cuma’da Diyanet, “Şükredin” diye fetva veriyor. Böyle utanmazlık olur mu? Milletimizi içine soktuğun cendereden çıkaracak, hiçbir projen yok.
*Bir de utanmadan çıkmışsın, milletimize aslında “razı olun” diyorsun. Çok beklersin! Biz elbette Allah’a şükretmeye devam edeceğiz, Ama çevirdiğin dümenlere, anlattığın masallara inanmayacağız.
*Hırsızlığa, israfa, kayırmacılığa, eyvallah demeyeceğiz. İşlediğin günahlara, milletimize reva gördüğün, bu yokluğa, bu yoksulluğa, bu çileye, asla razı olmayacağız!