Gazeteci Fatih Altaylı tutuklandı
YouTube yayınındaki sözleri nedeniyle ‘’cumhurbaşkanını tehdit’’ suçlamasıyla gözaltına alınan gazeteci Fatih Altaylı tutuklandı.

YouTube kanalında günlük yayınlanan programındaki sözleri nedeniyle “Cumhurbaşkanına tehdit” suçlamasıyla dün akşam saatlerinde gözaltına alınan gazeteci Fatih Altaylı bugün öğle saatlerinde Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne çıkartıldı. Yaklaşık iki saat süren savcılık ifadesi tamamlanan Altaylı, sulh ceza hakimliği tarafından “Cumhurbaşkanına tehdit” suçlamasıyla tutuklanmasına karar verdi.
Altaylı savcılık ifadesinde, “Kesinlikle Cumhurbaşkanına tehdit veya tehdit algısı çıkarılacak beyanım yoktur. Herhangi bir ima dahi yoktur. Olayın bu şekilde anlam bütünlüğü değiştirilerek saptırıldığını, sadece tarihe bilgi vermeye yönelik beyanlarımın bilinçli bir şekilde Cumhurbaşkanını tehdit ediyormuşum gibi yansıtıldığını görmekteyim” savunmasını yaptı.
Altaylı, açıklama yaptığı 3 dakikalık konuşmasının, kesilerek, anlam bütünlüğü oluşturulacak şekilde, sanki Cumhurbaşkanını tehdit ediyormuş algısı yaratmak için kurgulanarak kamuoyuna sunulduğunu belirtti.
Fatih Altaylı bugün öğle saatlerinde Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Yaklaşık iki saat süren savcılık ifadesi tamamlanan Altaylı, savcılık ifadesinin ardından tutuklama istemiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
“Padişahların eleştirildiğini ifade ettim”
Altaylı’nın savcılık ifadesinde şunları söylediği öğrenildi:
“20/06/2025 tarihinde yapmış olduğumuz yayında Cumhurbaşkanına karşı herhangi bir tehdit veya hakaret maksadım yoktur. Araştırma şirketinin yapmış olduğu anketlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaydıhayat şartıyla Cumhurbaşkanlığı yapmasına onay verip vermedikleri yönünde araştırma yapılmış, vatandaşların yüzde 70’i böyle bir Anayasa değişikliğine onay vermeyeceklerini söylemiştir. Yapmış olduğumuz bu yayında da bu konu ile ilgili Türk halkının tanzimattan bu yana oy kullanarak devlet yönetiminde etkin olmayı sevdiğini ve benimsediğini, herhangi bir kişiye kendi isteği ve denetimi dışında, devlette üst düzey görev yapma iznini peşinen vermekten hoşlanmadığını beyan ettim, Türk halkının kendini yönetenlere karşı her zaman eleştirisel bir tutum takınabildiğini, padişahlar döneminde dahi padişahların eleştirildiğini, tarihe meraklı entelektüel kimliğim ile ifade ettim.
“Sözlerimin çarpıtılmasından şahsım sorumlu değildir”
Söylemiş olduğum şeylerin aynıları ya da benzerleri daha önceki tarihlerde, Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu gibi yakın tarihimiz üzerine uzman olan bilim insanları tarafından da defalarca söylenmiştir. Burada kesinlikle Cumhurbaşkanına tehdit veya tehdit algısı çıkarılacak beyanım yoktur. Herhangi bir ima dahi yoktur. Olayın bu şekilde anlarn bütünlüğü değiştirilerek saptırıldığını, sadece tarihe bilgi vermeye yönelik beyanlarımın bilinçli bir şekilde Cumhurbaşkanını tehdit ediyormuşum gibi yansıtıldığını görmekteyim. Bu algı bozulmasından ve sözlerimin çarpıtılmasından şahsım sorumlu değildir.
Sayın savcılık makamına sunmuş olduğum USB içerisinde bulunan suça konu edilen videolar izlendiğinde, yaklaşık 3 dakika olan orijinal video benim açıklama yaptığım ve tarihsel bilgi verdiğim videodur, diğer yaklaşık 30 saniyelik kısa olan video ise bu videoların kesilerek anlam bütünlüğü oluşturulacak şekilde sanki Cumhurbaşkanını tehdit ediyormuşum algısı yaratmak için kurgulanmış ve kamuoyuna sunulmuş videodur. Orijinal olan video izlendiğinde herhangi bir şekilde Cumhurbaşkanını kastederek, halk nazarında tehdit vari bir konuşma yapmadığım, konuşmanın tamamen tarihsel olduğu açıkça görülecektir.
“Eleştiri hakkımı kullandım”
45 yıllık meslek hayatım boyunca sayısız televizyon programına katıldım ve köşe yazıları yazdım. Bunların herhangi birisinde bırakın Cumhurbaşkanını herhangi bir vatandaşı dahi tehdit etmişliğim yoktur. Bu suçlamalar ile daha önce herhangi bir adli soruşturma ya da kovuşturma dahi geçirmedim. Burada kesinlikle tehdit maksadım yoktur, şahsen tanımış olduğum Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştiri hakkımı kullandım, tehdit benim asla yaptığım bir şey değildir.
Ayrıca savcılık sevk evrakında TCK 310/2 maddesi uyarınca suçlandığımı gördüm. Ancak bu suçun oluşabilmesi için fiili bir hareket gerekliliği açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle sadece sözlerimden dolayı, suçun maddi unsurları oluşmamıştır. Bu nedenle hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini arz ederim dedi.”