Gündem

Fatih Altaylı gözaltına alındı

Gazeteci Fatih Altaylı hakkında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik tehdit ve hakaret içerdiği iddia edilen ifadeleri nedeniyle re’sen soruşturma başlatıldı. Altaylı, akşam saatlerinde Teşvikiye’deki evinden gözaltına alındı.

Gazeteci Fatih Altaylı, YouTube kanalında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığı belirtilen tehdit içerikli sözleri nedeniyle hakkında başlatılan soruşturma kapsamında Gazeteci Fatih Altaylı Teşvikiye’deki evinden gözaltına alındı.

Başsavcılık’tan yapılan açıklamada şu cümleler yer aldı:
Fatih Altaylı hakkında, kendi ismiyle anılan ‘YouTube’ sosyal medya kanalında 20/06/2025 tarihli yayında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan tehdit içerikli sözleri nedeniyle, Cumhurbaşkanını Tehdit (TCK md. 310/2 delaletiyle 106/1) suçundan re’sen soruşturma başlatılmış olup, adı geçen şahıs İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne verilen talimat gereği bugün yakalanarak gözaltına alınmıştır.

‘NEREYE GÖTÜRDÜKLERİNİ BİLMİYORUZ’

Fatih Altaylı’nın eşi, Hande Altaylı’nın sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Az önce Fatih’i aldılar. Nereye götürdüklerini bilmiyoruz” ifadeleri yer aldı.

NE OLMUŞTU?

Gazeteci Fatih Altaylı’nın kendi yotube sosyal medya hesabında “Geçmişine bak bu millet yakın geçmişinden de söz etmiyorum. Uzak geçmişine bak. Abi bu millet padişahını boğmuş bir millettir. Hoşuna gitmediği zaman, istemediği zaman. Az uz değildir öldürülen suikaste kurban giden Osmanlı padişahı. Ya boğazlanan veya intihar etti süsü verilen” şeklindeki sözlerine Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, “Altaylıııı!Suyun ısınmaya başladı” yorumunu yapmıştı.

ALTAYLI’NIN GÖZALTINA ALINMASINA İLİŞKİN TEPKİLER

Altaylı’nın gözaltına alınmasına tepki gösteren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

Saraydaki danışman sabah ‘suyun ısınmaya başladı’ diyerek hedef gösteriyor, seyyar giyotin harekete geçiyor, akşamına gazeteci Fatih Altaylı gözaltına alınıyor. Tarihi olayları hatırlatan bir cümle kuran Fatih Altaylı, sözde Cumhurbaşkanı’nı tehdit etmiş. Gazeteciden korkan, gençlerden korkan, kadınlardan korkan, milletten korkan bir iktidarla karşı karşıyayız. Ama artık hiç kimseyi baskıyla sindiremezsiniz. Fatih Altaylı gazetecidir, bir an önce serbest bırakılmalıdır.

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu: “Sayın Fatih Altaylı’nın yayınında sarf ettiği sözleri gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış olması, hakkında soruşturma açılması; memlekette saltanat varmış, padişah varmış da bir de canına kastetmeye cesaret edilmesine müsaade edecek bir irade boşluğu doğmuş gibi bir ciddiyetsizlikle bizi karşı karşıya bırakır. Sayın Cumhurbaşkanı padişah mı ki, bu sözler tehdit olsun? Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir hukuk devletidir. Seçimle gelen, seçimle gider ve aksi düşünülemez. Dolayısıyla da bu sözlerin Sayın Cumhurbaşkanına tehdit olması söz konusu olamaz.

Devletin hukuka bağlılığının emaresi, temelde ‘düşünce ve ifade özgürlüğünün’ sınırlarını olabildiğince geniş ve herkes için eşit olarak tesis edebilmesidir. Eleştiriye tahammül gösterebilen, hukuku keyfiyetten uzak tutabilen, herkese ve her düşünceye aynı ölçülerle yaklaşabilen devlet, güçlü devlettir. Fikirleri suç, eleştiriyi tehdit, muhalif düşüneni şüpheli, itiraz edeni sanık sandalyesinde gören tavır, herkesten önce ‘güçlü devlet’ hedefimize zarar verir. Devletin vakarını ‘muhalefet edene parmak sallama’ keyfiyetine, ‘tutup götürme’ tehdidine eşitlemekten kaçınmak, devlet ciddiyetinin gereğidir.”

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan: “Fatih Altaylı hakkında hukuka aykırı şekilde uygulanan gözaltı kararı, sadece bir gazeteciyi susturma çabası değil, halkın haber alma hakkına açık bir tehdittir.”

Zafer Partisi: ”Fatih Altaylı’nın gözaltına alınması, artık hiçbirimizin ‘sıra bana gelmez’ diyemeyeceği bir eşiğe işaret ediyor. Bu ülkede gazetecilik yapmak, yazmak, konuşmak; iktidarın çizdiği sınırları aştığınız anda suç sayılıyor. Çünkü muktedirler artık fikri susturamıyor, onun yerine sahibini susturmayı tercih ediyor. Bu; hukuk devleti değil, korku rejiminin habercisidir. Biz biliyoruz: Susturulan bir gazeteci, yalnızca bir kişi değildir. Susturulan, halkın gerçeklere ulaşma hakkıdır. Susturulan, eleştiridir, sorgulamadır, düşüncedir. Ve susturulan her ses, iktidarın meşruiyetinden bir parça daha koparır. Bugün Fatih Altaylı, yarın bir başkası. Çünkü bu bir istisna değil; bir sistemdir. Düşman ceza hukuku, muhalifi ‘suçlu’, gazeteciyi ‘tehdit’, fikri ‘tehlike’ olarak kodlayan sistematik bir çürümedir. Altını çiziyoruz: Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne ve birleştirici değerlerine kastetmediği müddetçe hiçbir görüş suç değildir. Basın özgürlüğü, sadece duymak istediklerimiz için değil, duymaya tahammül edemediklerimiz için de gereklidir. Bu bir tercih değil; bir duruştur. Bugün konuşmazsak, yarın konuşacak kimse kalmaz.”

Facebook Yorumları

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu