
Cumhuriyet gazetesinden Işık Kansu’ya açıklamalarda bulunan Sav, Kılıçdaroğlu’nun kendisinin genel başkanlıktan istifa ederse parti liderliğinin boşlukta kalacağını ileri sürdüğünü anımsatarak şunları söyledi:
Geçmişte Atatürk, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Hikmet Çetin ve Altan Öymen, genel başkanlığı boşalttıklarında parti boşlukta mı kaldı? Sayın Kılıçdaroğlu genel başkan olduğunda parti boşlukta mıydı? Parti boşlukta kalmaz. Ayrıca, Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Genel başkanlık yükünü taşıyacağına inanacağım birisi çıkarsa ona genel başkanlığı bırakabilirim’ demektedir. Genel başkanda aranan niteliklerin başında, partinin ilke, program ve tüzüğüne bağlılık gelir. Partinin birikimini yok sayarak CHP’yi yönetecek yetenekte kimsenin bulunamayacağını ileri sürmek fevkalade şaşırtıcıdır. Dahası partinin ilkelerine bağlı, geçmişi temiz biri çıkarsa genel başkanlığını ona bırakabileceğini söylemek de yenilir yutulur gibi değildir. Bu söz, CHP’de geçmişi temiz olan yok demek anlamında algılanır. Hatta bazı duyarlı üyeler, bunun partiye ve kendilerine açıkça yapılmış bir hakaret sayabilir.
“Bir genel başkanın cumhurbaşkanı adayı olmasının çok doğal” olduğunu vurgulayan Sav, “Ancak, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 2018’de Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olduğunda NTV’deki bir açıklamasında, bir genel başkanın cumhurbaşkanı adayı olmasının yanlışlığına değinmişti. Son seçimde, ‘Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı olmamalı’ sözünü unuttu ve kendisi aday olunca toplumda doğal olarak bir şaşkınlık ve tutarsızlık izlenimi yarattı” diye konuştu.
Sav şöyle devam etti:
Yanlış ve hayalperest, olanaksız vaatlerde bulunuldu. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu başarılı olsaydı, zafer kazanmış bir komutan gibi algılanacaktı. Seçim kaybetmesi üzerine kendisinin eleştirilmesinde de şaşılacak ve etik olmayan bir yön yoktur. 10. yenilgisini almış olmasına rağmen CHP Genel Başkanı’nın görevde kalıcı olmak istemesi ve bunda ısrar etmesi seçmenin güven duygusunu azaltmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresi ve bir kısım anket firmaları tarafından yanıltılmasından doğan bu sonuç, başarıya susamış olan örgütümüzü ve seçmeni çok üzmüş, hayal kırıklığına sürüklemiş ve bir umutsuzluk doğurmuştur.