Bahçeli’den Şimşek’e “yerel halk” tepkisi: Müfsit zihniyet
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ABD'de yaptığı söyleşide 'Yerel Halk' sözlerine Cumhur ittifakı'nda kırılma yaratacak tepki gösterdi. bahçeli "Türk milletini 'yerel halk' ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit zihniyetin, son günlerde maruz kaldığımız skandalların asal sorumlusu olduğunu hiç kimse inkar edemeyecektir" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ay yıldızlı al bayrak bağımsızlığımızın simgesi, İstiklal Marşı hürriyet namusumuzun, birlik ve beraberlik hissiyatımızın manzum seslenişidir. Bunlara kim karşı geliyorsa, bunlarla kimlerin sorunu varsa, mutlak surette hukukun amir hükümleri işletilerek hesaba çekilmelidir.” ifadesini kullandı.
Bahçeli, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ABD’de bir söyleşide Türk halkı için ifade ettiği ‘yerel halk’ sözlerine ağır sözlerle tepki gösterdi.
ŞİMŞEK’E ‘YEREL HALK’ TEPKİSİ
Hazine ve Maliye Bakaı Mehmet Şimşek’in ABD’de IMF Bahar Toplantıları kapsamında katıldığı panelde “yerel halk” ifadesini kullandığı iddiası ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, ülkeyi fiilen işgal altında gösterme provalarını hazmetmenin mümkün olmadığını belirterek, “Türk milletini ‘yerel halk’ ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit zihniyetin, son günlerde maruz kaldığımız skandalların asal sorumlusu olduğunu hiç kimse inkar edemeyecektir. Küresel emperyalizmin tasallut ve telkini altında iç huzur ortamını zedelemek suretiyle faal halde bulunan terör sevicilere boyun eğmek, serpilen hıyaneti özgürlük ve demokrasi çerçevesinde normalleştirip yumuşatmak, bilinmelidir ki milli felakete çanak tutmak, devlete ve millete kastetmektir.” değerlendirmesinde bulundu.
“DEM PARTİ HAKKINDA KAPATMA DAVASI AÇILMALI’
“Ay yıldızlı al bayrak bağımsızlığımızın simgesi, İstiklal Marşı hürriyet namusumuzun, birlik ve beraberlik hissiyatımızın manzum seslenişidir” ifadesini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:
Bunlara kim karşı geliyorsa, bunlarla kimlerin sorunu varsa, mutlak surette hukukun amir hükümleri işletilerek hesaba çekilmelidir. Gelişmeler karşısında aziz milletimiz infial halindedir. Türk bayrağını kabullenemeyen şerefsizlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından derhal çıkarılması, mallarına-mülklerine el konulması, bunun yanında DEM Parti hakkında kapatma davasının açılarak bölücü milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, müfettiş görevlendirilmesiyle oyalanmaktan ve zamana oynamaktan vazgeçilmesi tarihe, ecdada, vatana ve millete namus borcudur.
Türkiye Cumhuriyeti’ni sömürge ülkesi veya çadır devleti görenlerin taşıdıkları sorumluluk ne olursa olsun bedel ödemeleri hayat memat konusudur. Sandık sonuçlarını, bekamızın ve bağımsızlığımızın önüne, hatta üstüne çıkarmaya gayret eden terör maşalarının ateşle oynadıklarını ikazla bildirmek tarihi bir vazifemizdir. Bu nedenle, Millet Meclisimizin açılması ile başlayan sürecin manasını ayrıntıları ile bilmenin, devlet ve millet hayatımızda yeniden karşımıza çıkan tehditlerin doğru anlaşılmasında mühim bir tesiri olacağına inanıyorum.
Bahçeli, Türkiye’yi Mondros ve Sevr şartlarına tekrar sürüklemeye çalışan terör piyonlarının, bu hesap hatasının sonuçlarına en ağır şekilde katlanmak durumunda olduğunu vurgulayarak, “En müşkül anlarda bile Türk milletine gücü yetmeyenlerin, bugün yeni metotlarla şanslarını bir kez daha denemeye kalkışmaları beyhude bir çabadır. Tarihin acı ve tatlı hatıralarla kapanmış sayfalarını, son bulmayan intikam duygularıyla, asla hak etmediğimiz insanlık dışı iftiralarla yeniden açılmasına heveslenmek, dikkat etmemiz gereken bir tehlike olarak karşımızdadır.” görüşünü paylaştı.
Türkiye’nin yükselişinin tıpkı 23 Nisan 1920’de tecelli eden şuurda anlamını bulduğu gibi ayrışmayı değil birleşmeyi, dağılmayı değil buluşmayı, parçalanmayı değil kucaklaşmayı, farklılaşmayı değil bütünleşmeyi hedefleyen kolektif anlayışla mümkün olacağına dikkati çeken Bahçeli, dün olduğu gibi bugün de kardeşliğe musallat olan gelişmeler karşısında en önemli direnç gücünün milli birlik ve dayanışma ruhu olduğunu ifade etti.
Meclis’i, varlığı ve devleti gazi olan bir milletin, teröre ve hıyanete bulaşmış, dış düşmanlarla el ele vermiş siyasi bölücülere göz yummasının düşünülemeyeceğini belirten Bahçeli, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve millet ise Türk’tür. Hiçbir bölücü odağın, terörizme yardım ve yataklık yapan hiçbir menfur oluşumun, Mehmetlerimize kurşun sıkan hiçbir hain örgüt uzantısının, İstiklal Marşımıza ve Türk bayrağına düşmanlık besleyen hiçbir işgal artığının Gazi Meclis’te yeri olamaz, demokrasi adına söyleyecek tek bir sözleri dahi bulunamaz. Dün en buhranlı anlarda, en ağır şartlarda bile demokrasinin erdeminden ayrılmayan Gazi Meclis’te her fikre cevaz vardır ama ihanete, bölücülüğe, bölünmeye icazet yoktur, izin yoktur, fırsat yoktur, katiyen de olamayacaktır. Bu tarihi ve milli kararlılığa herkesin riayeti samimi dileğimdir.” değerlendirmesinde bulundu.