Gezi Parkı olayları davasında savcı müebbet hapis istedi
Gezi Parkı olayları ile 15 Temmuz darbe girişimi davalarından tutuklu yargılanan iş insanı Osman Kavala dosyasının karar duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görüldü. Duruşma pazartesi gününe ertelendi.

İstinaf mahkemesinin beraat kararlarını bozmasının ardından yeniden görülen 17 sanıklı Gezi Parkı davasında karar aşamasına gelindi.
Bugün görülen duruşmada Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu 9 sanık, esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunmalarını yaptı. Avukatların da savunmalarının ardından duruşma sona erdi. Davaya 25 Nisan Pazartesi günü devam edilecek.
Mütalaasını sunan savcı, Osman Kavala ve Mücella Yapıcı hakkında “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.
Mütalaada, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi hakkında ise darbeye teşebbüs suçunu “yardım eden sıfatıyla” işledikleri gerekçesiyle 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Duruşmaya cezaevinden SEGBİS’le bağlanan Osman Kavala şunları kaydetti:
Yargı süreci siyasi etki ile deformasyona uğramış, kamu yetkisinin kötüye kullanıldığı bir süreç yürütülmüştür. Gezi protestolarının Soros ve dış güçlerce planlandığı, benim bunun organizasyonunu gerçekleştirdiğim kurgusunun daha sonra FETÖ üyesi olmakla suçlanmış bir savcı tarafından hazırlandığını biliyoruz.
Gezi’nin dışarıdan yönetildiğine dair delil gösterilemedi. 80 ile yayılan protestoları yönlendirdiğim iddiası akla uygun değildir, sadece poğaça ve eczaneden alınmış maskelerle gittiğim Gezi’nin maddi ihtiyaçlarını karşıladığım iddiası saçmalıktır. Gezi protestolarının George Soros tarafından düzenlendiği iddiası protestoya katılan vatandaşlarımızı itibarsızlaştırmaya yönelik bir iddiadır. Bu iddia, araştırma sonucu ulaşılmış herhangi bir delile değil, Soros’un Arap Baharı arkasındaki kişi olduğu algısına dayanmaktadır ve iddianamede de böyle yer almıştır.
Şiddet içeren, suç sayılan bir eylem biçimi önermem, insanları, kuruluşları buna teşvik etmem söz konusu değildir. Zaten iddianamede de bu kanıtlanmamıştır. Herhangi bir örgüte bağım bulunamadığından beni kalkışmanın finansmanı yaptılar. Hayatımın 4,5 yılını cezaevinde geçirmiş olmam benim için telafisi mümkün olmayan bir kayıptır. Bana teselli sağlayacak yegâne şey yaşadıklarımın yargıdaki vahim sorunların daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunması ihtimalidir.
Diğer sanıkların ve avukatlarının söz almalarının ardından Mahkeme Başkanı Mesut Özdemir duruşmayı bitirdi. Davaya 25 Nisan Pazartesi günü devam edilmesine karar verildi.