Ahmet Özer: Mesnetsiz iddialarla tutuklanmayı sindiremiyorum
Mart 2024'teki yerel seçimlerde ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) Esenyurt Belediye Başkanı olarak seçilen ve 30 Ekim'de 'terör örgütü üyeliği' suçlamasıyla tutuklanan Ahmet Özer hakkında Cuma günü mahkeme, yapılan tahliye talebini reddederek tutukluluğun devamına karar verdi.

Mart 2024’teki yerel seçimlerde ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) Esenyurt Belediye Başkanı olarak seçilen ve 30 Ekim’de ‘terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla tutuklanan Ahmet Özer hakkında Cuma günü mahkeme, yapılan tahliye talebini reddederek tutukluluğun devamına karar verdi.
Savunmasında “Mesnetsiz iddialarla tutuklanmayı içime sindiremiyorum” diyen Ahmet Özer, 30 Ekim Çarşamba günü sabah saatlerinde gözaltına alınmış, aynı günün gece saatlerinde ise tutuklanmıştı.
Ahmet Özer’in tutuklanmasının ardından yerine İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy’un getirildiği açıklanmıştı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlanan ve Özer savunmasında “İsnat edilen suçtan utanıyorum, barış ve insan haklarından yana olarak terör dahil her türlü şiddetin her zaman karşısında oldum, bugün bu fikirlerimden vazgeçmedim, barış ve kardeşliği her koşulda savunmaya devam edeceğim” sözlerini dile getirdi.
Özer’in avukatları Prof. Dr. Hasan Sınar ve Hüseyin Ersöz, yeni tahliye talebi içeren ve 60 sayfalık kapsamlı bir savunma dilekçesini savcılığa sunmuştu.
Barış ve kardeşlik vurgusu
İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği’nde tutukluluğun yeniden değerlendirildiği duruşmaya tutuklu bulunduğu Silivri Marmara Cezaevi’nden SEGBİS ile katılan Özer, belediye başkanı seçilmeden önce yaptığı kamu görevlerini hatırlattı.
“Hayatım boyunca barış ve demokrasiden yana olan halk tarafından teveccüh gösterilmiş, seçilmiş bir belediye başkanı olarak bu isnat edilen suçtan utanıyorum. Barış ve insan haklarından yana olarak terör dahil her türlü şiddetin her zaman karşısında oldum, bugün bu fikirlerimden vazgeçmedim, barış ve kardeşliği her koşulda savunmaya devam edeceğim. Tüm bu hususlara rağmen evime baskın yapılmasını, apar topar adliyeye getirilmeyi, tamamen soyut dayanıksız mesnetsiz iddialarla tutuklanmayı içime sindiremiyorum” dedi.
Gizli tanık iddiaları
Kasım ayında Özer’in avukatları yine bir tahliye talebi içeren dilekçe ile mahkemeye başvurmuş ancak mahkeme heyeti bu talebi “gizli tanık beyanını” gerekçe göstererek reddetmişti.
Son yapılan duruşmada Özer “gizli tanık” ile ilgili olarak “Ne kolluk, ne savcılık ne de sorguda sonradan öğrendiğim kadarıyla gizli tanık ifadesine dayanak gösterilen şeyler şu ana kadar gizli tanık soruları bana sorulmamıştır, savunmam alınmadan ne söylendiği belli olmayan benim şu ana kadar bilmediğim bir iddiadan nasıl tutukluyum, gizli tanık var ise bana neden sorulmadı, bana sorulmuyorsa bana sorulmayan ifadelerden neden ben buradayım?” sorusunu iletti.
Hakkında görülen davanın bir “siyasi operasyon” olduğunu belirten Özer, akademisyen kimliğini de değindiği savunmasında şunları söyledi:
“1.5 milyonluk bir ilçenin belediye başkanıyken, çağrıldığında gelebilecek iken, sabah şafakta yapılan baskınla alınmam nasıl siyasi bir operasyon olduğu ortadadır. 2016 yılında yayımlanmış ve halen internet üzerinden satın alınabilen kurmaca bir roman, örgüt üyeliğine dayanak gösterilmeye çalışılmıştır. Kan davalarını konu alan gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi olmayan edebi eserlerdir, ben bir yazarım, 38 kitap yazmışım, 200 ulusal ve uluslararası makalem ve bildirim vardır.”
‘Hayatım boyunca hiçbir terör örgütüne üye olmadım’
Gizli tanık beyanına dair hiçbir bilgisi olmadan yargılanmasının hukuka aykırı olduğuna belirten Özer “İçeriğine dair en ufak bilgim dahi olmayan, tek başıma tutuklanmaya sebebiyet verecek kadar önemli olduğu bu beyan hakkında bilgilendirilmeden tutuklanmam yargısız infazdır, hukuka aykırıdır,” diye konuştu.
Hakkındaki “terör örgütü üyeliği” iddialarını da reddeden Özer, “İfade ettiğim gibi hakkımda tutuklamaya gerekçe gösterilen delillerin hiçbirisi suç iddiasına dayanak yapılacak hususlar değildir, zorlama ve geçmiş dönem Balyoz, Ergenekon davalarını hatırlatan birtakım taktiklerle dava yürütülüyor, halbuki hayatım boyunca hiçbir terör örgütüne üye olmadım, fikir ve yöntemlerini benimsemedim, her türlü şiddetin fikren dahi karşısında oldum. Davet edildiğim TBMM komisyonlarında hem Anayasa Komisyonu hem Çözüm Komisyonunun davetiyle hem de o dönemin AK Parti AR-GE başkan yardımcısının çatışmaların çözümüne dair sunum yaptım, 64 yaşına kadar herhangi bir terör örgütüne üye olmamışım da bu yaştan sonra mı üye olmuşum, bir hukuk mekanizması kendi profesörüne, kendi belediye başkanına tuzak kurar mı?” dedi.